Adını kendi hayatına dair hikayeler paylaşan subay Baron Von Munchausen’den alan, literatüre bakıldığında yapısal bozukluk olarak adlandırılan bu sendrom, kişinin tıbbi yardım almak için ve ilgi çekmek için kendisini hastaymış gibi gösterdiği nadir bir zihinsel bozukluktur. Bu kişilerin istedikleri ilgiyi almak için yapamayacakları şey yok denecek kadar azdır. Yalan söylemekten, çevresini manipüle etmekten ve hatta kendilerine bile isteye zarar vermekten, hastalık belirtileri uydurmaktan çekinmezler. Çevrelerini hasta olduklarına inandırmak için vücutlarında yaralar oluştururlar, kendilerini çeşitli yollarla zehirleyebilirler, içmeleri gereken ilaçları yutuyormuş gibi yapıp saklayabilirler. Tıbbi müdahaleleri bile manipüle edebilirler. Bu durumun belirti ve bulguları kişilerin yaşlarına göre değişkenlik gösterebilir ancak hemen hemen aynı semptomları gösterirler. Bu semptomların çoğu zihinsel semptomlar yerine çoğunlukla fiziksel hastalıklarla ilişkilidir.
Şimdi gelin birlikte bu sendromun belirtilerine bakalım;
-Yalan söylemek: Özellikle sağlık hakkında yalan söylemede ustadırlar.
-Düzensiz tıbbi kayıtlar: Birçok sayıda farklı doktora ve hastaneye gittikleri görülür. Tıbbı kayıtları oldukça düzensizdir.
-Ameliyat geçmişi: Gereksiz cerrahi müdahalelere maruz kalırlar.
-İlaç kullanımı: Semptomlarını arttırmak için aşırı ilaç kullanabilirler.
-Çoklu yara izleri
-Negatif test sonuçlarına inanmamak
Bu rahatsızlığın teşhisi kişi sahte semptomlar uydurup yarattığı için veya karşısındaki insanı kolayca manipüle edebilme yeteneği sayesinde zordur. Genellikle uzmanlar kişinin tıbbi kayıtları ve hastalık belirtileri üzerinde çalışarak hastalığı tespit ederler. Kişinin aktardığı fiziksel semptomların şeklinin kendi kendine meydana geldiği anlaşılırsa, o zaman kişi psikolog veya psikiyatriste yönlendirilir.
Çocukluk travmaları, yakının kaybı, aileden göremediği ilginin eksikliği, ait olma ihtiyacı, dikkat çekme isteği gibi nedenler bu sendromu tetikleyen faktörler olarak sıralanabilir.
Bu rahatsızlığın temel tedavisi psikoterapidir. Psikoterapide ise amaç kişinin düşüncesini ve davranışını değiştirmeye odaklanır.
Munchausen sendromu için faydalı olduğu bilinen herhangi bir ilaç bulunmamaktadır.
Ayrıca bu hastalık genetik yollarla aktarılabilen bir rahatsızlık değildir, önlemenin herhangi bilinen kesin bir yolu da bulunmamaktadır.
Yazımı sonlandırırken eğer dikkatinizi çektiyse ve bu sendromla alakalı daha ayrıntılı bilgi sahibi olmak istiyorsanız ‘’The Act’’ isimli diziyi sizlere önerebilirim. Keyifli seyirler…
ZEHRANUR KAYABAŞI
Comments