top of page

Utanç Duygusu Nedir, Evrimsel ve Psikanalitik Açıdan Ne İfade Eder?

aysapsikolojiveaka

Bu yazı :Utandıran Diğeri Ölçeği-2’nin Türkçe Formunun psikometrik özellikleri yazısından yardım alınarak derlenmiştir. 


Nedir?


Utanç, suçluluk ve gurur ikincil duygu olarak kabul edilmelerine rağmen insanların düşünce ve eylemleri üzerinde etkilidirler. Bu duygulara kendilik bilinci duyguları denir.


Kendilik bilinci duygularının önemli özelliklerinden biri kişinin yaptığı davranış üzerine düşünerek, davranışı iyi ya da kötü olarak yorumlayabilme becerisidir. (Tangney, 2005). Bu şekilde bir değerlendirmede bulunabilmek için bu ahlaki değerleri dış dünyadan edinmiş olması gerekir. 


Kendilik bilinci duyguları  yani utanç, suçluluk ve gurur, kültürler arası olarak farklı anlamlara sahip olabilmektedir. Örneğin bireyci kültürlerde(Amerika, Avustralya, Batı Avrupa) utanç, öfke, suçlama ve düşmanlık olarak dışa vurumu söz konusuyken toplumcu kültürlerde (Asya, Afrika) utanç duygusu daha olumlu, kişinin kendisi ve çevresiyle  ilişkilerini geliştirmeye yönelik bir ahlaki zorlama içerebilir. Utanç duygusunun nasıl dışa vurma, bu duyguları yaşarken eşlik edebilecek temel duyguların (öfke, mutluluk, üzgünlük, şefkat) yoğunluğu kişisel ve kültürel olarak farklılık göstermektedir.


Utanç duygusu kişinin benliğini, suçluluk duygusu ise kişinin davranışlarını olumsuz değerlendirmesi sonucu ortaya çıkar. Utanç ve suçluluk duygusu sıklıkla karıştırmakta ve ayrım yapmak zor olabilmektedir. Tracy ve Robins’e (2007) göre utanç  duygusunun kişinin benliğine yönelttiği olumsuzluklar kalıcı ve değişmez hissedilirken suçluluk duygusu ise geçici ve değişebilir olarak algılanmaktadır. Diğer bir deyişle utanç, kişinin sosyal bir standardı ya da kuralı ihlal etmesi sonucu kendisine yönelik olumsuz bir değerlendirmede bulunduğu bir duygudur. (Kim ve ark., 2011; Tangey 2005) Suçluluk duygusu ise kişinin yaptığı davranışı yanlış ve hatalı değerlendirmesi olarak çıkar. Suçluluk duygusu aynı zamanda kişinin verdiği zarar için üzülmesine ve bu zararı onarma yönünde bir çabayı ortaya çıkartır. ( Blum, 2008; Kim ve ark. 2011; Lewis, 1995).  


Davranışlar


Tangney (2005) ‘e göre utanç çoğu zaman kişide ortadan kaybolma ve saklanma isteği uyandırır, suçluluk duygusu ise kişinin çekirdek kimliğini etkilemediği için daha az şekilde rahatsızlık verir. Blum'a (2008) göre utanç acı, öfke ve rahatsızlık ortaya çıkarırken tekrardan benzer bir deneyimi yaşamamak için kişide saklanma isteğini ortaya çıkartmasına ve kişinin kendisini değersiz, yetersiz olarak görmesine sebep olmaktadır. 


Sosyal


Utanç, suçluluk ve gurur duyguları kişiyi sosyal ve ahlaki biçimde  uyumlu davranışlara yöneltmektedir. Utanç duyabilmenin diğerlerinin bizim hakkımızda ne düşündükleri ve ne hissettikleri anlamamıza ve yorumlamamızı sağlayarak bilişsel kapasitemizle bağlantılı olarak evrimsel süreçte ortaya çıktığı düşünülmektedir. Evrimsel yaklaşım açısından  utanç duygusu; kişinin sosyal statüsü, rekabet, reddedilme ve istemsiz boyun eğme davranışları ile alakalıdır. 

Sosyal açıdan utanç duygusu kişide diğerlerinin gözünde olumsuz duygular yarattığını anlatır. Bu da evrimsel açıdan gruptan dışlanmak anlamına gelir ve gruptan dışlanan kişinin hayatta kalması oldukça zorlanır. 


Yani utanç, sosyal bir tehdit hissettiğimizde benliğe yönelik bir tehlikeye işaret eder. Sosyal tehditler, öfke, kaygı ve iğrenme gibi temel savunma duygularını tetikler; bu duyguların belirli benlik temsilleriyle birleşmesi ise, daha üst seviye duyguların, örneğin utanç gibi, ortaya çıkmasına olanak tanır. Tehdit karşısında verilen tepkiler, kaçmak, boyun eğmek, öfkelenmek veya saklanmak gibi davranışları içerebilir (Gilbert, 2003; Gilbert ve McGuire, 1998).


Boyun eğmek, kaçmak, saklanmak kişinin sosyal anlamda üstün (rank) olan birinin tehdidinden koruyabilirken, öfkeli , saldırgan boyun eğmeyen bir tutum ise karşı saldırıyı veya gruptan dışlanma ihtimalini artırır. Bu sebeple kişi tepki vermekten kaçınabilir, boyun eğebilir.


Hisseden kişide utanç, genellikle değersizlik, güçsüzlük veya "küçük düşme" hissiyle ilişkilendirilir ve bu duygu, hem acı verici hem de yıkıcı olabilir.


Psikanalitik Yaklaşım


Freud utancı feminen bir duygu olarak tanımlamıştır (Freud, 1933). Utanç, ego ile ego-ideali arasındaki uyuşmazlık ve çatışma sonucunda ortaya çıkan bir duygu olarak tanımlanmıştır (Freud, 1914; Piers ve Singer, 1953). Utanç ego idealine ulaşmadığı  zaman, yani bir başarısızlık durumunda ortaya çıktığını savunmuştur Freud. Ego idealinin kişinin içselleştirdiği değerleri, ahlaki ve etik anlayışını içerdiği düşünüldüğünde, ego-idealine ulaşamama durumu, kişinin benliğini sorgulamasına yol açabilir ve narsisistik kırılganlık ortaya çıkar (Akhtar, 2015). 


Kişi, içselleştirdiği ve yücelttiği değerlerden yoksun hissettiğinde, utancı deneyimleyebilir ve terk edileceği ya da reddedileceği tehdidiyle karşı karşıya olduğunu hisseder, bu da kaçmak ya da saklanmak istemesine neden olabilir (KPD, 2021; Levin, 1967; Piers ve Singer, 1953). 


Güven eksikliğiyle çocuk, benliğini kötü veya kusurlu olarak içselleştirebilir. Utancı karşılamak için kendiliğin geliştirdiği savunma mekanizmaları arasında narsistik büyüklenme, geri çekilme veya diğerlerini utandırarak edilgeni etkene çevirme yer alabilir.  Ayrıca, yeni oluşmaya başlayan ideal kendilik imajı, katı ve ulaşılması zor bir hale gelir ve ideal kendiliğe ulaşma yolunda yaşanan başarısızlıklar, utanç duygularını daha da pekiştirebilir (Morrison, 1994). 



Hazırlayan: Psikolog Deren Kansak


Referans


Yıldırım, J. C., Kozak, E. D. ve Türkarslan, K. K. (2021). Utandıran Diğeri Ölçeği-2’nin Türkçe Formunun psikometrik özellikleri. Klinik Psikoloji Dergisi, 5(1), 13-26.





Son Yazılar

Hepsini Gör

Anima ve Animus

תגובות


bottom of page